1. buna yalnızca bir kez ilkokulda ingilizce dersinde dahil olmuştum. onda da sonu kötü bitti. artık kafam neredeyse ve nereye dalmışsam, hoca ders anlatırken çiğnemiş ve hatta balon bile yapmışım. tabii hoca fark edip, "mitoz gel buraya!" diye seslendi eliyle. bütün gözler tabii bana çevrildi bir anda acaba ne oldu diye. asalak gibi bakıyorum, hayır köşeden geçip çöpe atmaya da yeltendim çok zekiceymiş ve hoca görmeyecekmiş gibi. "gel gel, atmadan gel onu" dedi. gittim korka korka masasının yanına, hani bir de sevdiği ve başarılı öğrencilerindendim elbette sinirlenir kadın. neyse, aç bakalım ağzını dedi. hocam açmayayım dedim. aç aç, herkes görsün dedi. battı balık yan gider hesabı açtım, utanmıyor musun cart curt muhabbetlerinden ve iyice rezil ettikten sonra gittim oturdum geri. yelda idi adı da, yelda hocamla her karşılaştığımda eminim aklına hep o an gelmiştir ve o günden sonra da samimiyetimiz bozulmuş, utana sıkıla önünden geçer olmuştum.

    şimdi düşünüyorum da bir öğretmen neden daha çocukluk çağındaki birini bütün sınıf önünde rezil ederek uslandırmayı, eğitmeyi seçer bilemiyorum. al çek dışarı konuş. hala varsa böyleleri, bizim eğitim sistemimizde ve eğitme anlayışımızda bir sorun var demektir.